9 Haziran 2010 Çarşamba

Küçük şeylerle mutlu olmayı denedim hep. Bana gülümsemenle mutlu oldum, içim ısındı. 1 saniyelik bir şeydi bu belki ama beni dünyana kabul ettiğini biliyordum. Biliyorum soğuk bir insan olduğunu ama 1 saniyelik gülüşün kalbimin bütün buzlarını eritmeye yetti. Bir bebeğin anne karnındayken kalbinin atması gibi birşey ya da ciğerine ilk havayı doldurması gibi... Sende benim aşkla solumamı sağladın havayı. Çok büyük bir aşkla hemde...
Birbirimize karşı hep duvarlarımız oldu, kalbimizi o duvarların içinde saklı tuttuk karşılıklı zarar görmesinler, kırılıp, incinip, kapanması zor yaralara dönüşmesinler diye. Belki doğruydu yaptığımız belki de yanlış ama duvarlar bile kırılmasını, kanamasını, incinmesini önleyemedi kalbimin. Bedenlerimiz savaştı adeta birbirimize karşı, bizi engelleyen yollara karşı. Ama olmadı yenik düştü ikisi de birliktelik denen bu oyuna. Senin zırhın, duvarın benimkinden daha güçlüydü belli ki en az zararı sen almış gibi gösteriyordun erkeklik gururundan kaynaklı. Belki ben ilk savaşta yılmadım çarpışmaya devam ettim ama yıpranmıştım sonra ki savaşlarda. Gücüm kalmamıştı daha fazla...
Bedenimi de, kalbimi de bu savaşta kaybettim belki de ama seni sevmekten hiç vazgeçmedim...

1 yorum:

  1. aşk yalan sevgili blogger.
    http://www.uludagsozluk.com/e/8231467/

    aşk buradaki kriterleri sağlarsa aşktır. gerisi boş heves.

    YanıtlaSil